Deniz Gergedanı

550
Deniz Gergedanı

Narvalın üst kısmının derisi çoğunlukla alacalı gridir ve bu görünüm yanlara doğru açılarak, karın bölgesinde oldukça beyaz bir hale gelir.

Boyun, baş, göğüs yüzgeçleri ve kuyruk kanatları ise neredeyse siyahtır. Erişkin bireylerin rengi, genellikle, genç bireylerden daha canlıdır.

Erişkin erkek narvaller 4,6 m, dişiler ise 4 metreye uzayabilir ve erkekler 1600, dişiler de 1000 kg ağırlığa ulaşabilir.

Boynuzsu diş

Hamburg Zooloji Müzesi’nde, boynuzsu iki dişi ile bir dişi narval kafatası. Buna narvallerde çok nadir rastlanır.

Denizgergedanlarının en dikkat çeken özelliği, erişkin erkek bireylerin üst sol çenesinden çıkan ve ileriye 3 metre kadar uzayabilen, sola dönüşlü helis sarmalı yapan, boynuz benzeri uzun bir diştir. Ağırlığı 10 kg’a erişebilen bu dişten dişi narvallerde nadiren çıkarken, 500 erkekten birinde normalde küçük olan sağ diş de uzar. Çok daha nadir olan bir durum, dişi bir narvalde iki dişin birden uzamasıdır (soldaki resim).

Bu kadar uzayan bir dişin ne işlevinin olduğu yoğun tartışmaların konusu olmuştur. İlk bilimsel teorilerde bu dişin narvalın Arktik Okyanus‘taki yaşam alanını örten buzu delmek gibi bir işlevi olabileceği üzerinde durulmuşken, başka teorilerde de olasılıkla yankıyla yön bulmada kullanıldığına değinilmiştir. Daha yakın tarihlerdeyse, daha büyük dişe sahip erkeklerin daha yüksek olasılıkla bir eş bulabileceği görüşünden hareketle, bu dişin birincil işlevinin gösteriş ve baskınlık olduğu görüşü benimsenmiştir. Bu hipotezin öne sürülmesinin nedeni, “diş tokuşturma” (İngilizce’de tusking) olarak adlandırılan ve erkek narvallerin dişlerini birbirlerine sürttüğü etkinliğin gözlenmesi olmuştur.

Ancak güncel bir araştırma, doğada karşılaştırılabilecek başka bir örneğin olmadığı bu uzantının aslında bir duyu organı olabileceğini göstermiştir. Elektron mikroskopu ile yapılan incelemeler sonuncunda, yaklaşık 2,5 m uzunluğundaki bir narval dişinde, dişin merkezinde seyreden sinirden diş yüzeyine ince kanallar içinde uzanan 10 milyon kadar sinir bağlantısı olduğu belirlenmiştir. Böylece, bu uzantının çok duyarlı bir yüzeye sahip olduğu ve sudaki sıcaklık, basınç ve madde konsantrasyonundaki değişimleri algılayabileceği ileri sürülmüştür. Konsantrasyon değişimlerini algılayabilme yetenekleri, avlarını ya da suyun tuzluluk oranını hissetmelerini sağlıyor olabilir. Ayrıca, bu hassas uzantının dokunma duyusu da algılayabildiği ve diş tokuşturma davranışının bununla ilgili olabileceği de ileri sürülmüştür.

Fillerin dişleri gibi narvallerin dişleri de kırıldığında tekrar büyümez. Ancak, bu dişlerin kırılması görece zordur çünkü sert ve bükülmez gözükseler de oldukça esneklerdir: yaklaşık 2,5 m uzunluğundaki bir narval dişi, kırılmadan her yöne yaklaşık 30 cm kadar esneyebilir. Eğer kırılma dışı bir hasar görürse de belli ölçüde kendini onarabilir.