Zürafalar Hakkında İlginç Bilgiler

251
Zürafalar Hakkında İlginç Bilgiler

Zürafalar şu anda karada yaşayan canlılar arasında en uzun boylu canlılar. Memelilerin çift toynaklılar takımına ait, geviş getiren hayvanlardan olan zürafagiller familyasındandır. Zürafagiller familyasında günümüzde yaşayan sadece iki tür vardır: Zürafalar ve kuzenleri Okapiler. Zürafagillerin iki türü de yaprak ile beslenir ve uzun ağaçlara yetişebilmek için nispeten uzun boyunlar geliştirmişlerdir. 

Gelelim Zürafaların ilginç özelliklerine ve Zürafalar ile ilgili ilginç bilgilere:

Kafalarının üzerinde boynuz benzeri, sert kıkırdaktan oluşmuş ossicone adı verilen yapılar vardır. Bu özel yapı Zürafalar ve Okapilere hastır. Başka hiçbir memelide bulunmamaktadır. Bilim adamları bu yapıların Zürafagillerin garip boynuz yapılarına sahip, nesli tükenmiş akrabalarından kaldığını düşünmektedir. 

Zürafagiller Familyası
Zürafagiller Familyasındaki Canlılar (Zürafa ve Okapi Hariç Nesli Tükenmiş Canlılardır)

Zürafaların boyunlarının uzun olduğunu biliriz ancak zürafalar ile ilgili ilginç olan kısım boyunlarının uzunluğu değil, boyun omurlarının sayısıdır. Zürafalar da aynı insanlar gibi sadece 7 adet boyun omuruna sahiptir. Boyun omurları özelleşerek, kemik yapıları uzayarak uzun boyunlarını destekleyecek şekilde evrimleşmişlerdir. 

Zürafa iskeleti
Zürafa iskeleti

Bir başka ilginçlik ise zürafaların ses çıkarmamalarıdır. Daha önce birçok gözlemci zürafaların ses çıkarmadığı yönünde bilgi paylaşmıştır. Hatta birçok insan zürafaların ses tellerinin olmadığını düşünmektedir. Ancak bu doğru değildir. Zürafaların çok zayıf ses telleri vardır ve insan kulağının duyamayacağı frekanslarda ses çıkararak anlaşabilirler ve sadece geceleri ses çıkarırlar. 

Zürafaların uzun boyunlarının evriminin Asya kıtasında başlaması ve bu özelliği kazandıktan sonra Afrika’ya geçmiş olmaları da bir başka ilginçlik. Fosil kayıtlarına göre 7-8 milyon yıl kadar önce bu Asya’da yaşayan zürafalar boyunları uzadıktan sonra Afrika kıtasına geçmişler ve Afrika kıtasına geçtikten sonra kendilerine has desenleri kazanmışlardır. Muhtemelen Asyalı akrabaları Okapi benzeri kürk desenlerine sahipti.

Zürafalar ayrıca en az uyku ihtiyacı olan memelilerdir. Günde 2-3 saat kadar uyurlar ve bu uykuyu 20 dakikalık kestirmeler şeklinde uyurlar. Eskiden zürafaların uyumadığı düşünülürmüş. 

Zürafa adının kökenine baktığınızda ise Romalıların zürafalar ile ilk karşılaşmasında zürafalara “camelopardalis” adını verdiklerini görüyoruz. Bu deve (camel) ve Leopar kelimelerinin birleşiminden oluşuyordu. Günümüzde kullanılan “Giraffe” adı ise Arapça orijinali olan Zurapha‘dan gelmektedir. 

Zürafaların dilleri de oldukça ilginçtir. 50 cm uzunluğa ulaşabilen bu dilin ucu kösele benzeri bir yapı ile kaplıdır. Böyle zürafaların temel besini olan dikenli akasya ağaçları ve kaktüsleri gayet rahat bir şekilde yiyebilirler. Bu, günde 35 kg bitki tüketmesi gereken bu canlılar için yaşadıkları ortam göz önünde bulundurulduğunda oldukça gerekli bir farklılıktır. 

Zürafaların kalpleri de uzun boyunları nedeniyle beyinlerine kan pompalamak zor olacağından oldukça büyük ve bu boyutlardaki bir hayvana göre oldukça farklılaşmıştır. Kalpleri yetişkin bir insan kalbinin 30 katı büyüklüğe sahiptir. Yaklaşık olarak 12 kg olan bu kalp dakikada 50 litre kan pompalayabilir. Ayrıca zürafaların kalp atış hızları da boyutlarına göre oldukça yüksektir. Dakikada 150-170 kez atan bir kalbe sahiptirler. Kan basınçları da 28/18’dir. Örneğin, ortalama bir insanın kan basıncı 12/8’dir. Boyunlarını aşağı eğdiklerinde tehlike yaratacak kadar yüksek olan bu kan basıncını dengelemek için boyunlarında özel bir damar sistemi vardır.

Özellikle genç Zürafalar zaman zaman buldukları hayvan kemiklerini ve boynuzlarını çiğnerken görüntülenirler. Bu davranışı gösteren tek geviş getiren hayvan zürafadır. Bu davranışın sebebi vücutlarının yüksek kalsiyum ihtiyacını karşılamaktır. 

Zürafalar saatte 60 km’yi bulan hızlarla tekme atabilirler. Bu yüzden insandan sonra tek doğal avcıları aslanlar, zürafalara yaklaşmakta oldukça temkinli davranırlar. Bunun dışında erkekleri çok güçlü ve kaslı boyunları ile kendilerine has bir çiftleşme kavgası yaparlar. Bu kavgalar esnasında ölümler çok nadir de olsa zaman zaman rakipler bayılabilir. Ayrıca su içerken oldukça savunmasızlardır. Su içmek için ön bacaklarını ayırıp boyunlarını aşağı eğmeleri gerekir. 


Su içen bir zürafanın önden görünüşü

Erkeklerinin boyu yaklaşık olarak 4.4 ve 5.5 metre arasında olup 1.5 ton ağırlığa ulaşabilirler. Dişileri nispeten daha küçük ve kısadır. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun zürafa 5.92 m. olup 2 ton ağırlığındadır.

Son olarak, Zürafalar, dünya üzerinde tükenmekte olan ve koruma altına alınmış bir türdür Dünyada yaklaşık olarak 100,000 – 150,000 civarı zürafa kaldığı tahmin edilmektedir. Bunların tamamı Afrika’da yaşamaktadır. Kenya (45,000), Tanzanya (30,000) ve Botsvana (12,000) ile en fazla Zürafa popülasyonu bulunan yerlerdir.