Şehir yaşamını güzelleştiriyorlar evet ama hayvanların ideal yaşam alanı sokaklar değil. İstisnalar dışında bir hayvan sokakta en fazla iki yıl yaşayabiliyor. Buna rağmen ‘Nasılsa kendine bakar’ diye her gün onlarcası sokağa terk ediliyor, pek çoğu işkence görüyor… Gönüllüler ellerinden geleni yapıyor: Tedavi, kısırlaştırma, besleme… Ama bir yere kadar… Yapılması gereken daha çok şey var.
Sokak hayvanları sadece açlık ve bakımsızlıktan değil, maalesef insanlardan gördükleri şiddet yüzünden de hayatını kaybediyor. Hayvanlara yönelik eziyet, istismar, öldürme gibi eylemlerde hapis cezasını öngören Hayvan Hakları Yasası’ndan hâlâ ses yok… Hayvanseverler uzun zamandır bu yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine gelmesini bekliyor. Hayvan hakları savunucuları yıllardır konuyla ilgili mücadele veriyor. Hürriyet Pazar olarak konuyu her fırsatta gündeme getirip sahipsiz hayvanların sesi olmaya çalışıyoruz. Satın almak yerine sahiplenmenin önemine değiniyoruz. 4 Nisan Sokak Hayvanları Günü vesilesiyle sokaktaki hayvan dostlarımız için neler yapabiliriz; barınakların durumu nedir ve sokaktan hayvan sahiplendiğimizde nelere dikkat etmeliyiz diye uzmanlara sorduk.
SATIN ALINAN CİNS HAYVANLAR TERK EDİLİYOR
Şebnem Aslan – Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu üyesi
Yüzyıllardır beraber yaşadığımız, kültürümüzün bir parçası haline gelen sokak hayvanları için herkes kapısının önüne mama ve su koyarsa, onların sokaktaki mücadelesine destek olurlar. Belediyenizi arayarak bu hayvanların kısırlaştırılmasını sağlayabilirsiniz. Cins kedi-köpek üretim ve satışının durması gerek. Üretilen hayvanların birçoğu sokaklara atılıyor. Petshop ya da üretim çiftliklerinden cins kedi ya da köpek edinmek yerine sokak ya da barınaklardan alabilirsiniz.
32’si İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde 250’ye yakın belediye barınağı, birkaç tane de özel barınak var. Özel olanlar genellikle derneklerin yönetiminde. Mevcut kanuna göre sokak hayvanlarının sadece kısırlaştırma ve tedavi için barınaklara alınması, işlemler bittikten sonra alındığı yere bırakılması gerekiyor. Belediyeler şikâyet olduğu için oy kaygısıyla hayvanları geri bırakmıyor. Çoğu ya bu barınaklarda ölüyor ya da şehir dışına, kırsala atılıyor, oralarda ölüyor. Özel barınaklarda gönüllü yönetimi ve katılımı olduğu için hayvanlar daha iyi durumda. Yine de tüm barınaklar hayvanların özgürlüklerinin kısıtlandığı hapishanelerdir. Barınakların bol bol gönüllüye, ziyaretçiye ihtiyacı var. Çünkü bu ziyaretler onların belediye tarafından daha iyi bakılmalarına vesile olacaktır. O yüzden ziyarete gidenlerin belediye barınaklarına mama bağışı yapmak yerine bu hayvanların bakım ve beslenmelerini sorgulamaları daha yerinde olacaktır.
TBMM Hayvan Hakları Komisyonu, Türkiye’de hayvan haklarıyla ilgili hazırladığı tavsiye raporunu Ocak 2020’de Meclis’e sundu. AK Parti de bu raporla büyük ölçüde örtüştüğünü belirttikleri bir kanun teklifi hazırladı. Biz de bir seneyi aşkın bir süredir bu teklifin Meclis Başkanlığı’na sunulmasını bekliyoruz. Bu süreçte defalarca teklifi hazırlayan vekillerle toplantılar yaptık, taleplerimizi sunduk. Kendileriyle diyalog halindeyiz. Bu teklif bazı konularda istediğimiz maddeleri içermiyor ne yazık ki. Artık sürecin sonuna gelindi, sunulacak teklifte umarız taleplerimize yer verirler, yoksa senelerdir verilen tüm bu uğraşlar boşa gitmiş olur.
400: Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’na katkısı olan STK’ların yaklaşık sayısı