Palyaço balıkları pasifik ve hint okyanuslarında, kızıl denizde sığ lagünlerde yada korunaklı resiflerde yaşarlar.
Palyaço balıkları ile deniz anemonları arasında simbiyotik bir ilişki vardır. Buna göre anemonlar zehirleri sayesinde büyük balıkları uzak tutarlar, palyaço balıklarıda anemonların arasında gezinerek anemonların hareketlenmesi böylece oksijenlenmesini dolayısıyla anemonların daha iyi büyünesini sağlarlar. Anemonların besilerinin artıkları palyaço balıkları tarafından yenir, tabi palyaço balıklarıda parlak renkleri sayesinde küçük balıkları anemona doğru çeker, böylece anemonlarda bu balıklarla beslenir. Ayrıca palyaço balıklarıda kendileri için güvenilir bir yuva sağlayan anemonlardan parazitleri ve anemonların düşmanlarından korur.
Anemonlarla beraber yaşayabilen balıkların en bilineni palyaço balığıdır, ancak kardinal balığı, “threespot dascyllus”, “painted greenling” ve “anemone goby” balığıda anemonlerla birlikte yaşayabilen deniz canlılarıdır.
Anemon bitkisi, balıkları felç edebilecek çok güçlü zehirlere sahiptir, ancak palyaço balıklarının bu zehre karşı bağışıklığı vardır. Ayrıca palyaço balıkları bir mukoza tabakası ile kaplıdır, bu mukoza tabakasındaki kimyasal maddeler sayesinde deniz şakayıklarının zehirleri palyaço balıklarına zarar veremez.
Dişi palyaço balığı bu güvenilir anemon limanına yakın bir yere (genellikle bir kaya parçasına) yumurtalarını bırakır. Ancak yumurtalar bırakılmadan önce dişi palyaço balığı yumurtaların bırakılacak yerin şartlarının hazır olup olmadığını denetler, dişi ve erkek birlikte çalışarak kayalıkta uygun bir alan oluştururlar. Dişi yumurtaları bu bölüme bırakır ve ardından erkek palyaço balığı bu yumurtaları döller.
Yavrular yumurtadan yaklaşık 7 gün sonra çıkacaklardır. Su sıcaklığına bağlı olarak bu süre 8- 10 gün olabilmektedir. 7 gün boyunca baba palyaço balığı düzenli bir şekilde yumurtalarla ilgilenir, her birini teker teker kontrol eder. Yelpaze hareketleri yaparak yumurtaların etrafındaki suyun dönüşünü gerçekleşir bu sayede ortamdaki suyun sürekli temizlenmesini sağlar.
Sorulması gereken çok fazla soru olmasına karşın şu bir kaç soruyu sormadan geçemeyeceğiz,
- Palyaço balıkları yumurtalarının bakımında neden bu kadar titiz davranır?
- Yumurtalarını yerleştirileceği alanın düzenlenmesinde bu kadar dikkatli davranması gerektiğini nereden öğrenmiştir?
- Bedenlerindeki harika renk uyumuna kendileri mi karar vermişlerdir?
- Anemonların zehirli olduğunu nasıl öğrenmişlerdir?
- Anemonlar için gerekli önemleri almayı nereden öğrenmiştir?
- Anemonların zehirlerinden korunmak için bedenlerini kaplayan mukoza tabakasını kendileri mi var etmişlerdir.
- Anemonların zehirlerini bu zehrin miktarını ölçüp ona uygun bir katmanı bedenlerinde kim var etmiştir?
Bu soruların sayısı istenirse daha da arttırılabilir, bu yazıdaki niyetimiz sizi biraz düşündürmekti.
Doğayı inceleyen bilim insanları, temiz bir vicdanla canlılara baktıklarında, tüm bu eşsiz yaratılış harikası canlıların tesadüfü temel alan bir dizi akıl ve bilim dışı yapılarla değil ancak ve ancak üstün bir Aklın yani kainatın yüce Mimarı olan Allah’ ın yaratma sanatıyla gerçekleşebileceğini görmektedirler.