Çok özel bir binek pony atı olan İzlanda atı (Icelandic Horse) dünyanın en eski safkan at ırklarından birisidir. İzlanda adasında bulunan bu ata yaklaşık 1000 yıldır başka bir at melezlemesi karışmamıştır. Beş yürüyüşlü at olarak da tanımlanan atın izleri Vikinglere kadar dayanır.
Önceleri hiç at popülasyonu bulunmayan adaya, İ. S. 860 – 935 yılları arasında İskandinav ülkelerinden, Batı İskoçya adalarından, Faroe adalarından gelen yerleşimciler beraberlerinde Shetland, Connemara, Asturian, Highland (Celtic), Norveç Fijord ve Faroe pony atlarından getirmişlerdir. İ.S. 982 yılında İzlanda Parlamentosu tara-fından çıkarılan bir yasa (Icelandic Althing) ile dışarıdan at ithal edilmesi yasaklanmış ve bu atların doğal ortamlarındaki üremelerinden oluşan yeni at ırkının saflığı korunmaya çalışılmıştır. Günümüzde yetiştirilen İzlanda atları bu koruma sonucunda izole bir biçimde oluşan safkan atlardır (Edwards, 1990).
Fotoğraf 1: İzlanda atları
İskandinav halkları binlerce yıl öncesinde efsanelere konu olan ve kutsal sayılan at kültürünü İzlanda’ya geldiklerinde de beraberlerinde getirmişlerdir. Eski bölge halkları tarafından bereket sembolü sayılan beyaz atlar özel törenlerle kurban edilir, beyaz at sahipleri kutsanırdı. İzlanda ve İskandinav halklarının mitolojisinde bulunan tanrı Odin’in atı sekiz ayaklı Sleipnir, İzlanda halkının ilk yerleşimini konu alan Yerleşim Kitabı (Book of Settlements)’nda da yer alan yerleşimcilerin şefi Seal-Thorir’in atı Skalms gibi atlar önemli rol üstlenmişlerdir. Günümüzde hala modern İzlanda atlarına mitolojideki atların adları verilmektedir.
Fotoğraf 2: Doru Izlanda atları
At ithalatının yasaklanmasının ardından 10. ve 13. yüzyıllarda doğal seleksiyon dışında at sahiplerinin de seçici üretim ile atların don ve cidago özellikleri bakımından at yetiştirdikleri bilinmektedir. 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar doğal üreme ve seçici üretim soğuk kış koşulları ve savaşlar nedeniyle durgun geçti. 1783 yılında ise Lakagígar volkanının patlamasıyla açlık ve volkanik kül zehirlenmesi nedeniyle atların %70’i telef oldu. Bu patlama sonucunda adada bulunan birçok su kaynağı ve dere kurudu, lavlar arazilerin birçoğunu kapladı. Adanın tekrar toparlanması 100 yıl kadar sürmüştür. 19. yüzyılın sonlarından itibaren tekrar düzenli olarak at üretimi önem kazanmaya başlamıştır. İzlanda At Yetiştiricileri Derneği (Horse Breeders Association of Iceland) 1904 yılında kurulmuş ve 1912 yılında aygır kayıtları tutulmaya başlamıştır. Dernek kuruluşundan itibaren Avrupaya, özellikle İngiltere’ye çok miktarda at ihracatı gerçekleştirmiştir. Madenlerde kullanılmak üzere çok miktarda İngiltere’ye ihraç edilen bu İzlanda atları düzenli olarak kayıt altına alınamamıştır. Atların ilk resmi ihracat kayıtları ise 1940 yılında Almanya’ya yapılan kayıtlardır (Hendricks, 1995).
1956 yılında İngiltere’de düzenli bir ıslah programı başlatan İskoçyalı at yetiştiricisi Stuart McKintosh, iyi aygırlar ithal ederek kendisinden sonra gelen birçok yetiştiriciye de örnek olmuştur. Yetiştiriciliğin artması ile birlikte İngiltere İzlanda Atları Yetiştiricileri Derneği (Icelandic Horse Society of Great Britain – IHSGB) 1986 yılında kuruldu. 1969 yılında kurulan Uluslararası İzlanda Atları Dernekleri Federasyonu (International Federation of Icelandic Horse Associations – FEIF) bu dernek dâhil yaklaşık 19 ülkede bulunan İzlanda atlarının kayıtlarını tutmakta, at ırkının korunması, tanıtılması ve pazarlanması hizmetlerini organize etmektedir .
Fotoğraf 3: Izlanda atı kısrağı ve tayı
1950’li yıllardan sonda Amerika Birleşik Devletleri’ne de ihraç edilen İzlanda atlarının İzlanda dışındaki popülasyonları yüzbinin üzerindedir. En çok popülasyona sahip ülke ise 50.000’i aşan sayısıyla Almanya’dır. İzlanda’da ise yaklaşık 80.000 at bulunmaktadır. İzlanda nüfusunun 2012 sayımında 320.000 civarında olduğu düşünülürse nüfusa oranla çok yüksek bir at popülasyonu bulunduğu görülmektedir.
Beş yürüyüşlü at (Five gaited horse) olarak tanımlanan İzlanda atları atların doğal yürüyüş biçimleri olan adeta, süratli ve dörtnal biçimlerinin yanısıra tırıs ve rahvan (tölt) yürüyüşlerini de yapabilen ender atlardandır. İzlanda halkının yaşamında önemli bir yeri olan İzlanda atları ile ilk kez 1874 yılında düzenlenen Akureyri adlı at yarışları günümüzde de kış aylarının çok uzun sürmesi nedeniyle Nisan – Haziran ayları arasında hemen her gün çeşitli yürüyüş biçimlerini içeren yarışlar düzenlenmektedir. Yarışlar İzlanda Tarım Derneği (The Agricultural Society of Iceland) ve Ulusal Binicilik Kulüpleri Derneği (National Association of Riding Clubs) tarafından organize edilmektedir.
Fotoğraf 4: Tırıs (tölt) yürüyüş yarışmasında İzlanda atları
Ortalama cidagoları 132 – 142cm. civarında olan İzlanda atlarının ortalama ağırlıkları ise 330 – 380kg. kadardır. İzlanda atlarının düz bir profili, geniş alınları ve vücudu ile orantılı başları vardır. Boyunları kısa ve kaslı, vücuduna sağlam birleşmiştir. Göğsü derindir, hafif eğimli ve kaslı omuzları vardır. Sırtı uzun, sağrısı geniş, kısa, hafif eğimli ve kaslıdır. Bacakları vücuduna oranla biraz uzun, incik kemikleri ve tendonları kısadır. Kuyruğu düşüktür. Yele ve kuyruğu bol tüylüdür. Derisi kalın ve yağlıdır. Bu nedenle soğuk İzlanda kışına çok dayanıklıdırlar ve birçok hastalığa karşı bağışıklıkları bulunmaktadır (Hendricks, 1995).
İzlanda atları çok geç olgunlaşırlar. 4 yaşlarında doğum yapabilen atlar 7 yaşlarında gelişimlerini tamamlarlar. 25 yaşlarına kadar doğum yapabilirler. Ortalama yaşam süreleri 35 – 40 yaş arasındadır. Son derece kendinden emin, uysal, zeki, çabuk öğrenen bir yapıya sahip olan İzlanda atları tırıs ve rahvan yarışlarında (Akureyri), pony kulüplerde, binicilik kulüplerinde, turizmde, hipoterapide kullanılır. İzlanda atlarında hemen her don bulunmaktadır.